Eski Türklerde atın sütü, eti, gücü ve dostluğu ile insanların yaşamında çok önemli bir yeri vardır. 
Eski  Türklerde ölen biri, atı ile birlikte gömülürdü. Kır At, Kanatlı At vb.  efsanelerde olduğu gibi mitologyanın da atları vardı; Köroğlu, Seyyid  Battal Gazi, Sarı Saltuk'taki gibi... Orta Asya Türklerinin şamanı, yapma tahta atı ile evrene yolculuğa çıkardı.
At Osmanlı'da minyatürlere, anonim çarşı resimlerine ve Batılı tanıkların resimlerine yansımıştır. Padişahları at sırtında gösteren sayısız resim vardır. Sultanları savaşta, avda, geçit törenlerinde at sırtında gösteren resimlerin yanı sıra, at sırtında padişah portreleri de yapılmıştır. Bunlar arasında Paris-Bibliothèque Nationale'den Sultan Kanuni Süleyman, Viyana Devlet Kitaplığı'ndan Sultan III. Murad portreleri, Sultan Genç Osman'ın çarşı resmi portresi, Londra British Library'den Sultan I. Abdülmecid portresi sayılabilir. At üstünde heykelini yaptıran ilk padişah Sultan Abdülaziz`in bu heykeli bugün Beylerbeyi Sarayı`ndadır.
 ![]()  |  |
KADIN VE AT
At, Osmanlı döneminde en yaygın kara taşıtıydı. Öyle ki, erkekler kadar Osmanlı kadınları da at biniyordu. Almanya'daki Kassel Kitaplığı'nda yer alan XVI. yüzyıl resminde bir Osmanlı kadınını at sırtında görüyoruz.
|   |    | |
|   |    |    | 
 ![]()  |  |
İlginç  olan, Avrupalı kadın gibi iki ayağını atın bir yanından sarkıtmak  yerine, Osmanlı kadını erkek biniciler gibi ayaklarını iki yandan  sarkıtırdı. Gelin alaylarında da gelin at üstünde geçerdi. Yalnız  üzerinde bir cibinlik vardı. Bremen Kitaplığı’nda uzun bir gelin alayını  gösteren XVI. yüzyıl resminde bu cibinlik ayrıntılı olarak  görülmektedir. Gelini taşıyan atın başı ve ön ayakları cibinliğin  dışındadır. Ayrıca geline eşlik eden kadınlar at üstünde gelini  izlemektedirler. At, sporda da çok önemli bir yere sahiptir. Eski  Türklerde av çoğu kez atlarla yapılırdı. Cirit atmanın yanı sıra polo  gibi oynanan ''çevgan'' oyunu da at üstünde oynanırdı. Büyük beceri  gerektiren ve at üstündeyken hızla giderek hedefe ok atma şeklinde  gerçekleşen okçuluk sporunda Osmanlı binicilerinin çok usta oldukları  bilinmektedir. Ayrıca at yarışları da o dönemin en yaygın atlı  sporlarındandır. At konulu bir yazıda, at pazarlarından da söz etmek  gerekir. İstanbul`da iki yerde at pazarı vardı: Üsküdar ve Fatih...  Fatih`te bulunan ve Bizans kökenli olan at pazarı daha iyi  bilinmektedir. At alınıp satılan bu yerde ayrıca atla ilgili nalbant,  saraç gibi işyerleri vardı.
|   |    | |
|   |    |    | 
 ![]()  |  |
Bildiğimiz  kadarıyla bir XVII. yüzyıl resmi dışında At Pazarı`nı gösteren başka  bir resim yoktur. Bu resim anonim bir çarşı ressamı tarafından  hazırlanmış bir albümde bulunmaktadır. Albüm Venedik-Civico Correr  Müzesi`nde sergilenmektedir. Resimde At Pazarı`nın çevresindeki binalar  gösterilmemiştir; ancak çeşitli atlar, atları deneyenler, pazarlık  edenler görülmektedir. Bu arada hâlâ hayvan alım-satımında süregelen bir  gelenek de bu resimde gösterilmiştir. Alıcı, satıcı ve aracı  anlaştıklarında ellerini üst üste koyar ve birkaç kez sallarlar, bu  kesin anlaşmadır, bundan artık dönüş yoktur. Bu sahne resmin en  altındadır. 
AT KONULU ELYAZMALARI
At, baytarlık, at eğitimi, av gibi konularda, minyatürlü yazma eserler vardır. İçlerinden en önemlisi, Sultan I. Ahmed'in emri üzerine Arapça'dan çevrilmiş eserdir ve Topkapı Müzesi Kitaplığı'nda bulunmaktadır. 164 Osmanlı minyatürünün yer aldığı eser üç ana bölüme ayrılmıştır: Baytarlık, At Bakımı ve eğitimi, Av ve Avcılık. Eserde sergilenen iki minyatürde at da binicisi de maskelidir.
 AT KONULU ELYAZMALARI
At, baytarlık, at eğitimi, av gibi konularda, minyatürlü yazma eserler vardır. İçlerinden en önemlisi, Sultan I. Ahmed'in emri üzerine Arapça'dan çevrilmiş eserdir ve Topkapı Müzesi Kitaplığı'nda bulunmaktadır. 164 Osmanlı minyatürünün yer aldığı eser üç ana bölüme ayrılmıştır: Baytarlık, At Bakımı ve eğitimi, Av ve Avcılık. Eserde sergilenen iki minyatürde at da binicisi de maskelidir.

 ![]()  |    | |
|   |    |    | 
|   |    | |
|   |    |    | 
Bunda  amaç, düşman askerini ve atlarını şaşırtıp yıldırmaktır. Nitekim bu iki  minyatürden birinde ata fil maskesi takılmıştır. Bir başka minyatürde  ise at ile binicisinin her ikisi de zırhlar içindedir. Topkapı Sarayı  Kitaplığı'ndaki albümlerden birinde ilginç bir at minyatürü vardır. Bu  bir yılkı atı minyatürüdür. Türk romancılarından Abbas Sayar’ın ünlü  romanının kahramanı Yılkı Atı'nın içler acısı durumu bu minyatürde çok  dramatik bir ifadeyle gösterilmiştir: Kaburgaları dışarıya çıkmış, başı  önüne eğik, iki kuş sırtında yara açacak kadar gagalıyor, bir köpek  ayağını ısırıp duruyor... 
Osmanlı'da Yay burcuna ''Kavs'' denir ve genellikle elinde ok ve yay bulunan yarısı insan, yarısı at olan bir yaratıkla gösterilir.
XV. yüzyılda Mısır'da hazırlanmış bir elyazmasında bulunan minyatür ise at anatomisi ile ilgili olup, atın iç organlarını göstermektedir. Bugün bu minyatürlere paha biçilememektedir.
Yazı ve foto: Prof. Dr. Metin And
Osmanlı'da Yay burcuna ''Kavs'' denir ve genellikle elinde ok ve yay bulunan yarısı insan, yarısı at olan bir yaratıkla gösterilir.
XV. yüzyılda Mısır'da hazırlanmış bir elyazmasında bulunan minyatür ise at anatomisi ile ilgili olup, atın iç organlarını göstermektedir. Bugün bu minyatürlere paha biçilememektedir.
Yazı ve foto: Prof. Dr. Metin And



