Bu Blogda Ara

3 Aralık 2011 Cumartesi

Mitolojik Atlar

                                                             Tekboynuz

Tekboynuz (Unicorn), mitolojik tek boynuzlu at. Kafasının ortasından düz bir boynuz çıkar. Saf ve masum olduğuna, kanı içildiğinde kişiyi ölümsüz kıldığına, bu nedenle öldürmenin lanet getireceğine inanılan efsanevi bir hayvan. Latince ismi olan Unicorn; "bir-tek" anlamına gelen uni- ve boynuz anlamına gelen cornus sözcüklerinden türemiştir (Türkçe karşılığı Tekboynuz'dur). Yine bir efsaneye göre, sadece bakire kızların yanına yaklaşır ve bu şekilde yakalanabilir.
Bugün herkes Tekboynuz'ların hiç yaşamadığı konusunda hemfikir olsa da, bu görüşün kabulü çok yenidir. Değerine Orta Çağ'da ulaşan ve o çağlarda bu tür kalıntıların hastalıkları iyileştiren temel ilaçlar olduğuna, zehirlere karşı etkili (panzehir) olduğuna inanılıyordur (özellikle arseniğe karşı). Aslında Tekboynuz'ların tarihi çok daha eskidir, M.Ö. 5. yüzyılın sonlarında Yunanlı bir terapist olan Ctesias Tekboynuz'larınHindistan'da bulunduklarına dair bir yazı yazmıştır. Ayrıca İncil'de de Tekboynuz'lara değinilmektedir.
Tekboynuz'larla ilgili anlatılanların o zamanda yaşamış gerçek bir hayvana ait olması olasıdır. Ctesias tek bir boynuzu olan Hindistan Gergedanı hakkında birşeyler duymuş olabilir. İncilde bahsedilen de vahşi bir öküz olabilir ve Tekboynuz ismini İbranice'den Yunancaya geçerken değişmiş olması söz konusudur. Tekboynuz'la ilgili diğer bir olası orijin de başının önünde düz bir boynuzu bulunan ve yandan bakıldığında tek boynuzlu görünen bir antilop cinsidir.
Bazı kayıtlarda sözü geçen tekboynuzlar orijinlerine göre değişik görünüştedirler. Büyük çoğunluğunun vahşi ve korkunç olduğu görüşü yaygınsa da Çin'deki tekboynuz çok iyi olarak tanımlanmıştır. Orta Çağlarda tekboynuz Avrupa'da "süper bir hayvan" olarak ortaya çıkmış ve sanatçıların değer verdiği bir malzeme olmuştur. Genellikle ata benzer ve başının önünde ileri doğru uzanan, spiral bir boynuzu vardır. Tekboynuz'un boynuzu ilaç niteliği olarak kabul edilirdi (özellikle tıbbın etkin olmadığı 17. yüzyıl sıralarında) ve bazen ağırlığınca altın karşılığında değer biçilirdi. 1704 de Valentini 4 değişik tip tekboynuz tespit etmiştir. Fakat yalnızca bazılarını gerçek olarak kabul etmiştir
Avrupa tekboynuz inanışı, bulunan fosillerin fillere ve diğer hayvanlara ait olduğu ortaya çıktıktan sonra bırakılmıştır. Fakat bugün bile tekboynuzlar unutulmuş değildir. Bu figür halen Almanya'da bu tür eşyaları satan dükkânlarda ve eczanelerde bir sembol olarak kullanılmaktadır. Ayrıca İngiltere Doğa Tarihi Müzesi'nin mektup kâğıtlarının başında tekboynuz resmi bulunmaktadır. Bu mitolojik canlıdan J.K. Rowling'in ünlü kitap serisinin ilk eseri olan Harry Potter ve Felsefe Taşı'nda da bahsedilmektedir.
 ani_STU_pics.gif (79426 bytes)

Mitolojik Atlar

                                                             

Pegasus (Yunanca: Πήγασος, Pegasos)Yunan mitolojisi'nde kanatlı at. Deniz tanrısı; Poseidon ile yılan saçlı Gorgon Medusa'nın oğlu ve devChrysaor'un kardeşi olduğuna inanılır. Ayrıca Zeus'un oğlu Herkül'ünde kardeşi olarakta bilinir. rr Perseus tarafından kafası kesilerek öldürülenMedusa'nın kafasından ya da toprağa sıçrayan kanlarından doğduğu gibi iki değişik söylence bulunur. Rengi tamamen beyazdır ve uçmasına olanak veren iki büyük kanadı vardır.Uçarken havada koşan at gibi görünür.

http://bits.wikimedia.org/skins-1.18/common/images/magnify-clip.png
Bellerofon ve Pegasus
Pegasus doğar doğmaz yeryüzünden ayrılmış ve tanrıların diyarına uçmuştur. Zeus'un yıldırımları getirme görevini üstlenmiştir. Helicon Dağında bulunan veMusalara (veya Müzler) ilham verdiği sanılan Hippocrene pınarının Pegasus'un ayağıyla yere vurması sonucu ortaya çıktığına inanılır ve Pegasus "şiirsel ilham" ile özdeşleştirilir. Daha sonraları Bellerophontes tarafından Athena'nın ona verdiği altın dizgin yardımıyla yakalandığı, Kimera ve Amazonlarla olan çarpışmalarında da ona yardım ettiği söylenir.
Aşırı hırsın, zararlı olduğunun sembolü olarak gösterilen Bellerophontes Olimpos dağına çıkıp ölümsüzlerin arasına karışmak isteyince onu üzerinden atan Pegasus tek başına Olimpos dağına dönerek eski görevlerine devam etmiştir. Pegasus'un Bellerophon'u üzerinden atmasına sebep olarak Zeus tarafından gönderilen dev bir atsineğinin ısırmasından ürkmesi de söylenceler arasındadır. Daha sonraları kendine eş olarak Euippe (ya da Ocyrrhoe)'yi aldığı ve kanatlı atların soyunu başlattığı söylenir.
Kanatlı at Pegasus'un Türk mitolojisindeki adı Tulpar'dır.

 cartooncreatures

10 Ağustos 2011 Çarşamba

EN'LER

EN küçük at : Einstein, Dünyadaki en küçük at.Bu aygır tay kesinlikle çok minik ve küçük çocukların dikkatini üstüne çekiyor.

EinsteinEinsteinEinstein
Barnstead, New Hampshire'da doğan bu minik tay,doğrusu bana bile çok şirin geliyor!

Atların Donları


Atların Özellikleri



Tek tırnaklılar takımının, Atgiller familyasından bir memelidir. Erkeğine aygır, dişisine kısrak, yavrusuna tay, yumurtaları çıkarılmış, iğdiş edilmiş olana da beygir denir. Küçük başlı ve kısa kulaklıdır. Yelesi ve kuyruk ucu uzun kıllıdır. Ömrü 40 ila 60 senedir. Arapça da binek ve yük hayvanı olan ata; dabbe, matiyye, Farsçada semend, tusen denir. Firdevsinin Şehname efsanelerinde adı geçen çil ata da rahş (رخش) denir. Hepsi otla beslenir. Geviş getirmezler. Memeleri kasık bölgesinde arka ayaklarına yakındır. Üçüncü parmakları geniş bir tırnakla çevrilmiş olup “ toynak” adını alır. Bunun üzerine basarak yürürler. İnsanlara hizmet eden hayvanların en kabiliyetlisi ve kıymetlisidir. İnsanların, eski harp meydanlarındaki yardımcısı, yük taşımada hizmetçisi, yarış, cirit, çit atlama ve av sporlarında neşe ve zevk ortağıdır. Silah gürültüsüne ve bando sesine rahatlıkla alışır.Atlar aynı zamanda dizlerini kilitleyebilir. At, cesur ve atılgan olduğu gibi sahibine son derece itaatkardır. Sahibi dilerse dolu dizgin, dörtnala koşar, isterse aheste yürür, isterse durur. Her durumda sahibini memnun etmeye dikkat eder. Yorgunluğa bakmaksızın kendini çatlatmak pahasına da olsa olanca gayret ve kuvvetini itaat uğruna sarf eder. Bugün Amerikan bozkırlarında yaşayan Mustang adı ile anılan vahşi atlar, İspanyolların Amerika’ya götürdükleri ehli atlardan kaçanlardan yabanileşenlerdir. Az yiyecekle yetinip, her türlü iklim şartlarına dayanırlar. Tarpan adıyla anılan Avrupa yaban atının (E. caballus gmelini) 1876’dan beri nesli tükendi. Bugün eski dünyada hala neslini devam ettiren yalnız bir yaban atı vardır. Bu at Orta Asya Moğolistan’ının soğuk ve ıssız ovalarında yaşar. Asya yaban atı veya Prezevalski dendiği gibi Moğolistan yaban atı da denir. Altay dağlarının her iki yanında yaşar. Siyah kısa ve dik yeleleri ile, ağır ve iri başları, küçük kulakları, uzun kıllı kuyrukları ile evcil atlardan farklılık gösterirler. Renkleri kırmızımtrak kahverengi olup çekici bir görünüşleri vardır. Burun kısımları beyazdır. Kışın kılları uzar ve böylece soğuktan korunurlar.



Evcil atlar: Bazı bilim adamlarına göre atı ilk evcilleştiren topluluğun İskitler olduğu söylenmektedir. Tahminen 5500 seneden beri insanlara hizmet etmektedir. Bugünkü modern atların Asya yaban atından türediği şüphelidir. Bazı zoologlar Avrupa yaban atından türediğini ileri sürmektedirler. Evcilleştirilmiş atların birçok soyları vardır. Bugün küçük Midilli atları ile Safkan Arap atlarının soy kütüğü kesin olarak bilinmemektedir.

Atlar 20-30 sene yaşar, bazı kısraklar 15 yaşına kadar doğurur. On bir ay gebe kalır ve bir yavru doğururlar. Yavrunun gözleri açık olarak doğar ve birkaç dakika sonra ayağa kalkarak annesini takibe başlar. Yük çekme ve taşıma atları, kalın bacaklı, iri cüsselidir. Binek ve yarış atları ince uzun bacaklıdır. Atlar arasında haset yok ise de, birbirlerine gıpta etmek huyları vardır. Bu da yarışta, hendek ve çit atlamada kendini gösterir. Birbirlerine imrenerek daha hızlı koşup öne geçmek isterler. Saatte 60-70 km hızla koşanları vardır.

Erkek eşek ile kısrak eşleştirilirse katır elde edilir. Aygır (erkek at) ile dişi eşeğin birleşmesinden de bardo denen katır çeşidi elde edilir. Her iki melez de üremezler. Katır, bardodan daha dayanıklıdır. Ayakları kırılırsa bir daha iyileşmez.


.
Arap atı: Çok dayanıklı mükemmel bir binek ve yarış atıdır. Arabistan’a geçen Orta Asya ve Anadolu Türk atlarından türemiştir. İngiliz atlarından daha dayanıklı olup, 24-28 saat hiç su içmeden yol alabilir.
İngiliz atı: İyi bir binek ve yarış atıdır. Özellikle yarış için yetiştirilir. Arap aygırı ile İngiliz yerli kısraklarının çiftleştirilmesinden türetilmiş bir soydur. Arap atından daha uzun bacaklıdır.


Midilli atı: Küçük, sakin ve dayanıklı bir at çeşididir. Keçi veya koç iriliğindedir. Çocuklar için iyi bir binek hayvanıdır. Hafif gezinti arabalarına koşulduğu gibi maden ocaklarında da istifade edilir. Shetland, İzlanda ve Norveç midillileri meşhurdur.


Çin atı: Bacakları İngiliz atından daha kısa ve Arap atından daha uzundur. Bu sebeple yarışlar için uygun değildir, çünkü kısa mesafelerde çok yüksek hızlara çıkamamaktadır. Fakat bacaklarının uzunluğu sayesinde çok uzun mesafelerde ortalama bir attan daha fazla yol kat eder, daha dayanıklıdır. Bu da Çin atlarını tarih boyunca Orta Asya kavimleri tarafından tercih edilen bir tür haline getirmiştir. Yarışlar için uygun atlar olmadıkları için türleri tükenme tehlikesi altındadır